GS Grand Seiko

Bir Spring Drive saate hayat vermek.

Teknolojinin çok ilerlemiş olduğu günümüzde bile üstün bir saat üretmek için mühendislikten fazlası gerekir. İki yüzden fazla parçayı tek tek el ile birleştiren saatçilerin becerileri ve fikirleri, bileşenlerin 10 mikron hassasiyetle üretilmesi kadar önemlidir. Grand Seiko Spring Drive'ın her parçası olağanüstü bir hassasiyetle üretilse de (bir mikron, milimetrenin 1000'de biridir), makinenin mükemmel olmasını sağlayan şey, kendisini oluşturan bileşenlerin bir araya getirilmesindeki insan ustalığı, sabrı ve yeteneğidir. Peki bu görevi üstlenen saatçiler ve onları güdüleyen şey nedir? Bunu anlamak için Shinshu Saat Stüdyosu'ndaki bazı önemli insanlar ile tanışalım ve Grand Seiko'nun onların uzmanlığıyla nasıl doğduğunu öğrenelim.

Hiroki Soma (önde), Kaori Washimi (sol arkada), Shun Murayama (sağ arkada). Üçü de Shinshu Saat Atölyesi'nde makineleri ve kasaları birleştiren sertifikalı saatçilerden.

Japonya'da beceri ve hassasiyet yarışmalarına her zaman ilgi olmuştur. Yıllar boyunca Japon Gözlemevi'nin yarışmalarını birinci tamamlayan Daini Seikosha ve Suwa Seikosha, 1963 yılında İsviçre'deki Neuchâtel Gözlemevi Yarışması'na katılmaya karar verdi. İlk katılımdan sadece dört yıl sonra şirketlerin mekanik saatleri şirket grubu ödüllerinde ikincilik ve üçüncülük ödüllerini almıştı. Niyahet 1968 Cenevre Gözlemevi Yarışması'nda Suwa Seikosha mekanik saatler dalında birincilik ödülü aldı. Bundan sonra da Suwa Seikosha, 1977'den itibaren arka arkaya beş yıl boyunca World Skills Competition saat kategorisinde birinci oldu. Bugün bu yarışmaların hiçbiri o dönemdekiyle aynı şekilde yapılmıyor, ancak Japon Ulusal Beceri Yarışması yeniden canlandırıldı ve yeni nesiller kendi alanlarında Japonya'nın en iyisi olarak kendilerini göstermek için yarışıyor. Saatçilik de bu etkinliğe dahil olan alanlardan biri.

Hiroki Soma, Grand Seiko Spring Drive saatlerin üretildiği Shinshu Saat Stüdyosu'nda çalışan genç bir zanaatkar. 2015 yılında Ulusal Beceri Yarışması'nda altın madalya kazandı. Yaptığı işte el yeteneği çok önemli. Örneğin saç telinden daha ince bir pivotu cımbızla alıp makinede doğru yere yerleştirmek gerektiğinden, şirketin Beceri Yarışması'na sokacağı yarışmacıları becerilerini test ederek aldığını düşünebilirsiniz. Ancak durum böyle değil. Soma diyor ki, "Yaklaşık 200 aday arasından Ulusal Beceri Yarışması'nda saat kategorisine katılmaya hak kazanan tek kişi bendim. El becerim çok yüksek olduğundan değildi bu; ben pek hatırlamıyorum, ancak o günün işlerini bitirdiğimde kalan parçaları oradan kaldırırken pratik zeka gösterdiğimi söylemişlerdi." El becerileri kadar karakteri için de seçilmişti. Zanaatine duyduğu heyecan ve pratik zekasını üretim sürecinde kullanması, diğerlerine kıyasla öne çıkmasını sağlamıştı.

Montaj aşamasındaki bir Spring Drive makine. Her bir makinede 200'den falza parça bulunuyor. Burada bobinler ve dişli takımı görülebiliyor. Çarkları sabitleyen baskı ve rotor sonradan takılıyor.

Saati birleştimek için neden pratik zeka gerekiyor? Sabır ve dikkat bu birleştirme sürecini hatasız tamamlamak için yeterli değil mi? Soma ile aynı stüdyoda çalışan, sertifikalı birinci sınıf saatçi Kaori Washimi'ye göre değil. "Her bir parça çok yüksek hassasiyetle üretiliyor, ancak birleştirme sırasında bazı parçalar diğerlerinden daha zor oturuyor." Spring Drive makinede Tri-synchro Regülatör isminde karmaşık bir mekanizma kullanılıyor ve saatin hassasiyeti için bu bileşenin ayarlanması çok önemli. "Bazı durumlarda oturmayan parçaları cımbızla ayarlayabiliyoruz, ancak bu parça tüm makineyle ilişkide olduğundan bazen tamamen sökerek diğer parçaları ayarlamamız gerekiyor." İşte bu noktada pratik zeka ve saatçilerin içgüdüleri devreye giriyor.

Bu özellikleri ortaya çıkaran nedir? Şu anda Spring Drive makinelerin montajında en önde gelen kişi olan Washmi, bu benzersiz teknolojinin yeniliklerinin ve güzelliğinin kendisini çektiğini söylüyor. Bu çekime “saate duyulan sevgi” adını veriyor. Wahimi'nin elbette çok yüksek seviyede el becerisi ve teknik bilgisi bulunuyor, ancak bunlar yeterli değil. “Benim için en önemli şey, her bir saatle kurduğum kişisel bağ. Cansız duran parçaları alıp, birleştirip bir saat içinde canlandırma fikri çok hoşuma gidiyor.”

Şirkete katılmasından hemen sonra Shinshu Saat Stüdyosu'nda çalışmak için davet edilen Shun Murayama diyor ki, “Başlangıçta, parçaları tıpkı bana öğretildiği gibi birleştirsem de makinenin düzgün çalışmadığı zamanlar oluyordu. Sık sık daha tecrübeli çalışma arkadaşlarıma srular sormak durumunda kalıyordum. İşte bu yüsden Stüdyo'daki birbirine yardımcı olma kültürünü seviyorum ve daha uzun süredir çalışan iş arkadaşlarımın kazandığı tecrübelerin değerini de zamanla öğrendim. Saatçilik, öğrenmenin asla bitmediği bir zanaat, bu yüzden de ona bayılıyorum.”