GS Grand Seiko

Grand Seiko'nun güzelliği,
makinesiyle başlıyor.

Spring Drive 2019'da 20. doğum gününü kutladı. Bunu kutlamak için Grand Seiko koleksiyonuna iki yeni elle kurmalı Spring Drive saat katıldı. İki saati de geliştiren takımın başında, 20 yıl önce ilk Spring Drive neslini geliştiren takımın başında bulunan Osamu Takahashi bulunuyordu.

Takahashi ve takımı yola çıktıklarında akıllarında açık bir hedef vardı: Hem gece hem gündüz giysileriyle uyumlu, bileğe rahat oturan, daha ince ve zarif Spring Drive saatler üretmek. Gerçekçi bir hedef gibi görünüyordu; ancak bunu, Spring Drive'ın uzun güç rezervini, hassasiyetini, okunabilirliğini, sağlamlığını ve dayanıklılığını değiştirmeden yapmaya karar vermişlerdi. Takahashi'nin attığı ilk adım, elle kurulan bir saatte 72 saatlik güç rezervini korumanın yolunu araştırmaktı. Bulduğu yöntem Çift Zemberekli Tulumba oldu: Bir tulumbanın içinde iki adet zemberek bulunuyordu. Bu, Takahashi'ye ikinci bir tulumba eklemeden ve makineyi daha fazla kalınlaştırmadan 72 saatlik güç rezervi sağlamanın yolunu açmıştı.

Elle kurulabilen Spring Drive'ın geliştirilme sürecinin başındaki isim Osamu Takahashi (solda), ve Kazunori Hoshino (sağda). Takahashi bir mühendisken Hoshino bir tasarımcı; ancak projede birlikte çalışmaları sayesinde ortaya çıkan sinerji, yeni tasarımı mümkün kıldı.

Her iki Spring Drive makinede de bu yeni sistem kullanıldı. Buna ek olarak makinelerden bir tanesinde Tork Geri Dönüş Sistemi adında, yıllar önce Takahashi tarafından icat edilmiş bir güç koruma sistemi bulunuyor. Takahashi, makineleri yaratma sorumluluğunu iki ayrı takıma verdi: Kalibre 9R02 Micro Artist Studio tarafından, Kalibre 9R31 ise Shinshu Saat Stüdyosu tarafından yaratıldı.

Takahashi'nin bunu yaparken amacı, Micro Artist Studio'nun yıllardan beri geliştirip biriktirdiği saatçilik, ayarlama ve yüzey işlemi tecrübelerini o zamana kadar sadece parça üretiminden sorumlu olan Shinshu Saat Stüdyosu'na aktarmaktı. Micro Artist Studio'nun 19 yıl boyunca geliştirdiği özel tekniklerin Shinshu takımına açıklanması, gösterilmesi ve denetilmesi bütün bir yılı aldı. Sonuçta ortaya çıkan saat, Shinshu Saat Atölyesi'nin kendi tarzında yarattığı, Micro Artist Studio'nun işlerinden farklı, ancak teknik açıdan aynı mükemmellik seviyesinde bir eserdi.

Soldaki Kalibre 9R02 Micro Artist Studio'nun eseriyken sağdaki Kalibre 9R31 Shinshu Saat Stüdyosu'nun eseri. Pek çok teknik özelliği paylaşsalar da her biri, üretici stüdyolarının farklı kültürlerinden doğan birbirinden farklı güzelliklere sahip.

Kalibre 9R02'yi geliştiren takıma katılan bir mühendis olan Kazunori Hoshino, fikirlerini anlatmak için el çizimlerine başvuruyor. Bilgisayar üzerinde yaratılan tasarımların "mekanik bir tadı olan biçimler" olduğunu düşünen Hoshino, bunu yaşamamak için nihai tasarımı diğer zanaatkarlara da gösterdiği el çizimleriyle oluşturuyor. Onun için yeni Spring Drive tasarımının teması "insanların kendileri için yaratıldığını düşünecekleri bir saatti." Fikirleri, kulakların kıvrımlı biçiminde hayat buluyor. İlk bakışta basit bir kıvrım olarak görünüyor, ama aslında bileğe mükemmel bir biçimde oturması için tasarlanmış, tek açılı olmayan bir kıvrım. "Prototipleri masaya dizmek yerine insanların bileklerinde deniyorduk, buna benim bileğim de dahildi. Pek çok deneme yaptıktan sonra bu nihai biçime ulaştık," diyor Hoshino. Yaptıkları ödünsüz çalışmalar sonucunda hangi kalınlıkta olursa olsun tüm bileklere uyabilen bir tasarıma bu şekilde ulaşılıyor.

Grand Seiko'nun tanınan özelliklerinden Zaratsu cilalama, kasayı kusursuz bir pürüzsüzlüğe kavuşturmak için kullanılıyor. Ancak aslında düz yüzeyler için geliştirilen bu cilalama tekniğini kullanmak, kıvrımlı kasa yüzeylerinde sorun teşkil ediyor. Bunu aşmak ve mükemmel cilalanmış yüzeyler yaratmak için zanaatkarlar tarafından yeni uygulama teknikleri geliştiriliyor.

Takahashi, Hoshino'dan tasarım konusunda kesin olan tek bir istekte bulunmuştu. Makinenin kasa arkasından mümkün olduğunca görünür olmasını istedi. Güç rezervi göstergesinin kasa arkasında olacağına karar verildiğinden kullanıcıların saatlerini kurarken büyük ihtimalle arka kapağı göreceklerini düşünmüştü ve kurma anının saate sahip olmanın zevklerinden biri olmasını istiyordu. Takahashi sadece makinenin değil, parçalarını yerine sabitleyen baskının da, tepe çevrildiği sürece görünmesini arzuluyordu.