The development team, however, had already set their sights higher still. Their goal was to achieve the same levels of design and technical perfection as had been achieved with Grand Seiko’s mechanical collection.It was decided that only the development of an entirely new movement would achieve this and the team at Suwa Seikosha (today’s Seiko Epson) set to work. Hassasiyetten ibrelerin kusursuz bir şekilde hareket etmesine dek makinenin her boyutunda radikal geliştirmeler yapmak için çalışmaya koyuldular. 3 yıllık bir geliştirme sürecinin ardından ortay çıkan sonuç, 1993 yılında üretilen 9F kalibreydi. Yıllık ±10 saniye hassasiyet sağlıyordu. İkinci ibrenin indekslere göre tam olarak ayarlanabilmesi için boşluklu otomatik ayarlama mekanizmasına ve tarih değişiminin anında yapılmasını sağlayan bir başka özel mekanizmaya sahipti. 9F, saatin dış görünümünde de yeni olanaklar yaratıyordu. Çift nabız kontrol sistemi, daha önce mümkün olmayan bir şeyi başararak Grand Seiko’nun imzası olan uzun ve ağır ibrelerin hareketine olanak sağladı. Uzun ömürlülük ve güvenilirlik de daha yüksek bir seviyeye çıkarıldı. Pil değişimi esnasında çark sistemine toz kaçmasını engellemek için ultra yalıtımlı kabin kullanıldı ve rotorun milleri Seiko'nun yağ sızdırmayı engelleme mekanizması olan Diafix ile kaplanarak yağ miktarını korumada büyük bir gelişme sağlandı. Kalibre bir elektronik mühendisliği harikasıydı ve o zamana dek tasarlanmış en gelişmiş quartz saati ortaya çıkardı. Grand Seiko standartlarını karşılayan 9F makine kusursuzluk için yaratıldı, kasanın arkası saydam olmamasına rağmen, bir kısmı altın tonunda finisajlı olan bileşenler ultra cilalıydı. Bir zanaatkarlık dokunuşu.

Read More