UZUN SÜRELİ HASSASİYET Tescilli teknoloji ve beceriler ile birinci sınıf hassasiyete ulaşmak

Japonya'da 1850'lerde, yüzyıllardır devam eden izolasyon döneminin bitmesiyle hayatın pek çok yanının döneme ayak uydurması gerekiyordu. Bunlardan biri de zamanı ölçme ve gösterme sistemiydi. Değişken saat sisteminden vazgeçilerek Batı tarzı, neredeyse her yerde kullanılan güneşe bağlı saat sistemine geçildi. Bu değişimle beraber karmaşık fakat artık işlevsiz Wadokei ve diğer saatlerin yerini alacak yeni saatlere ihtiyaç ortaya çıktı. Böylece 19. yüzyılın son yirmi yılında yeni nesi saat üreticileri ortaya çıkmaya başladı. İlk şirketlerden biri de 1892'de ilk duvar saatini, 1895'te de ilk cep saatini üreten Seikosha'ydı.

Firmanın kurucusu Kintaro Hattori en başından beri bütün parçaları şirketinin üretebilmesini istiyordu, böylece duvar saatlerinden (1890'larda) kol saatlerine (1913 ve sonrasında), farklı çeşitteki tüm saatleri üretebilecekti. Varlığının ilk elli yılında edindiği uzmanlık sayesinde Seiko, en önemli parça olan balansı bile üretebilecek hale gelmişti. Seiko 1940 yılında ilk balansını üretti ve bu konuda sahip olduğu uzmanlıkla parçayı mükemmelleştirmeye koyuldu.

Sıcaklık değişimine karşı dirençli balans ve havayla daha az sürtünme sağlayan düz balans çarkı, hassasiyeti artırmak için çok önemliydi. Seiko yeni bir balans üretmeye, hatta bunun da ötesine geçerek balansın üretildiği alaşımı da yaratmaya karar verdi. Önde gelen bir Japon üniversitesinin metalurji bölümüyle ortak çalışma yaparak ve yeni nesil araçlar kullanarak bu zorlu görevi başardı. Ayrıca, balans bölgesine gelecek darbelerin etkisini yok etmek için gereken darbe önleyici sistem ihtiyacı da Seiko'ya ait olan, taşı pandülle destekleyen Diashock sistemi kullanılarak çözüldü. Ancak sadece gerekli tüm bileşenleri bir araya getirmek hassasiyeti artırmaya yetmiyordu. Bu amaçla, en küçük seviyede ayarlamaları dahi yapabilecek yeni nesil zanaatkarlar yetiştirildi ve hassasiyeti arttırmaya yarayacak yeni mekanizmalar ortaya çıkarıldı. 1958 Lord Marvel'ın makinesinde kolayca hareket eden ve ayarlanabilen bir vida mevcuttu, ancak balans çarkı küçüktü. 1959 Crown'da, daha yüksek hassasiyet için balans çarkı büyütüldü ve modelin izokronizmi geliştirildi, ancak diğer yandan vida sabit kaldı. Bunun hemen sonrasında, hassasiyet hedefine tam anlamıyla ulaşmak için 12 mm balans çarkına sahip ve hareket edebilen vidalı yeni nesil kalibre 3180 geliştirildi ve 1960'ta ortaya çıkan ilk Grand Seiko'da kendine yer buldu.

Grand Seiko, uzun yıllardır yapılan geliştirmelerin sonucunda ortaya çıktı ve şirketin tescilli teknolojilerini kullanan zanaatkarları tarafından yaratıldı. Böyle bir saat, ancak şirketin kendi bünyesinde ürettiği parçalar kullanılarak, her saatin montajı ve düzeltmeleri şirketin uzman saat ustaları tarafından yaratılabilirdi. Gerçek bir efsane doğuyordu.